Konstrüktivist stilde yerleştirilen ev formu, Türkçedeki ev kelimesindeki iki harften oluşmuştur: “E” tırnakları üzerine çevrilmiş, “V” harfi de çatı formu oluşturmak için 180 derece döndürülerek E’nin üzerine yerleştirilmiştir. Bir harf oyunu yapılarak grafiksel basit bir sembolün geçirgen bir yapıya dönüştürüldüğü E V, duvarsız, sınırları olmayan, hatta yapısından dolayı ışığı geçirdiği halde gölge yapamayan biçimiyle yuva kavramını okumaya sunar. Korunaksızlığı, sınırlandırılmışlığı ve geçirgenliği ile ev, inşa ettiğimiz mekânlarda değil formu çevreleyen doğanın sınırları ve insan düşüncesinin sınırsızlığı içinde genişler. Ev artık yapının kendisi değil, onun yerleştirildiği doğadır. Bir ev metaforu olarak yapısal formu yanında sözcük anlamıyla da inşa edilen bu kırmızı mimari heykel, yerleşik hayata geçmeden önce doğa ile uyumlu yaşayan türümüzün binlerce yıl önceki yaşantısını hatırlatma ve doğa ile bir bütün olma umudunu ifade eder.